Nerde o eski zamanlar, o eski sohbetler dediğinizi duyar gibiyim… Büyüklerimiz bizlere bunu söylediğinde gülerdik. Şimdilerde eskiyi biz de onlar gibi arar olduk. 21. Yüzyıl başına kadar hatta 21. Yüzyılın ilk 10-15 yılı daha mı mutluyduk? Değişen ne oldu? Hayatımıza internet girdi. İnternet tek başına tamamen teknoloji, bilginin hızlı yayılması, kolay iletişimdi aslında. Biz nasıl kullanır olduk? Gerçekleri paylaşmanın hızını artıralım derken sanal gerçeklik içine giderek hapsolduk sanki… İnternete adapte olduktan sonra ise hayatımızı “sosyal medya” kavramı girdi. Adı üzerinde sosyal ve medya. Neden bu adın kullanıldığını düşününce aklıma gelen ilk şey insanlar hem daha kolay sosyal olabilsin hem de birbirleri ile daha kolay iletişim kurabilsin, düşüncelerini daha hızlı paylaşabilsin gibi şeyler geliyor. Belki en başında da bu şekilde kullanıyorduk, bilemiyorum. Ama gün geçtikçe kullanım şeklimiz oldukça farklı bir hal almaya başladı.

İnterneti ve sosyal medyayı belli bir kesim hala kendi çevresi ile paylaşımlarda bulunabilmek, hızlı bir şekilde iletişim kurabilmek hatta işi ile ilgili kendi reklamını kolay bir şekilde yapabilmek için kullanıyor. Bir kesim yeteneklerini diğer insanlarla paylaşıyor üstelik artık her şey o kadar kolay ki yalnızca kendi çevresindeki insanlara değil tüm dünyaya hitap edilebiliyor. Kimi çektiği fotoğrafları paylaşıyor kimi yaptığı müziği kimi dansını kimi oyununu kimi de sporunu… Bir kesim eğitim bile veriyor sosyal medya üzerinden. Tüm bu kullanım şekilleri ve amaçları gayet güzel ve anlamlı fakat bir de başka şekillerde kullananlar var. Herkesin kendi tercihi tabi ki ama bunlara uzun vadede bakarsak sizce de ileride insanlar arasındaki iletişim oldukça çok zedelenmiş olmayacak mı?

Çok değil 2010 yılına kadar internetin oldukça yaygın kullanıldığı fakat sosyal medya uygulamalarının o kadar yaygın olmadığı dönemlerde insanların daha sosyal bir hayatları olduğunu söylersek yanılmış olmayız. Zira insanlar daha çok birbirleriyle vakit geçiriyor, birbirlerine sosyal medya gerekleri (!) çerçevesinde bakmıyor ve davranmıyordu. İlişkiler daha çok karşılıklı sevgi ve iletişim gücüne bağlıydı. Arkadaşlıklar karşılıklı anlaşmayla nasıl kurulduysa, ruhların uyumuyla nasıl ilerlediyse aynı şekilde devam ediyordu. İnsanlar birbirleriyle aktivitelerde bulunuyor, çıkarsız sohbet ediyor, birbirlerinin yardımına koşuyordu. Arkadaşlar birbirleriyle daha sık bir araya geliyor ve bunun için lüks mekan olmasına ihtiyaç duymuyorlardı. Çünkü tek amaç bir arada vakit geçirebilmek ve sohbet edebilmekti. İç mekanın güzelliği ve dekoru önemsenmeden bir yerlerde oturulabiliyor hatta parklarda bile vakit geçirilebiliyordu. Önemli olan rahat hissettikleri bir yerde vakit geçirebilmekti. Daha fazla sinemaya, tiyatroya ya da diğer etkinliklere gidiliyordu. Gidilen yerlerde şu anda olduğu gibi hatıra fotoğrafları çekiliyor ama bunun için ayırılan zaman yalnızca çekildiği an oluyordu. Geri kalan zamanda insanlar birbirleri ile ilgileniyorlardı.

Günümüzde birçok şey değişti. Artık çoğu kişi arkadaşı ile vakit geçirmek için sosyal medya uygulamasında paylaşacağı fotoğrafın güzelliğine göre mekan seçiyor, bir araya geldikleri vaktin çoğunu fotoğraf çekimine, canlı yayınlara ayırıyor. Her ne kadar insanlar kendilerini eski zamanlara nazaran daha sosyal gibi hissetseler de genel bir bakışla yaklaşıldığında yapılan aktiviteler tamamen sosyal medya hesaplarının doldurulmasına yönelik bir biçimde şekilleniyor. Üstelik bu uygulamalarının çıkış amacı global bir şekilde insanların paylaşımlarda bulunup birbirleriyle iletişime geçmelerini kolaylaştırmakken bunu yine bu amaçla daha farklı bir şekilde yapıyorlar. Nedir peki bu farklı şekilde yapma? Örneğin artık insanların sosyalliği takipçi sayısı ile beğeni ve yorum sayısı ile ölçülüyor. Eğer bir kişinin takipçi, beğeni ve yorum sayısı yüksekse o kişinin çevresinin çok geniş olduğu, çok sevildiği, çok sosyal olduğu düşünülüyor. Sosyal medya hesabını bu şekilde kullananlar tanıdığı ve hatta yakın olduğu bir kişi paylaşımlarına beğeni ve yorum yapmazsa o kişiyi hayatından bile çıkarabiliyor. Tabii ki niyetim hiç kimseyi kötülemek değil. Fakat bir gerçek var ki insanlar o kalabalığın içinde kayboluyor, yalnızlaşıyor ve çoğu zaman kendi gerçeğinden uzaklaşıyor. Gerçek arkadaşlık ve aşk ilişkisinden ziyade devamlı mutlu bir hayat rolü yapmaya yönelme başlıyor, hiçbir sıkıntısı yokmuşçasına bir izlenim çizilmeye çalışma başlıyor. Sonunda da kişi yalnızlaşıyor.

Sosyal medya sosyallik midir? Sosyal medya sosyalleştirebilir. Fakat bu doğru kullanım ile olabilir. Hayatımızı paylaşabiliriz, yeteneklerimizi paylaşabiliriz, tanımadığımız insanlarla anılarımızı da paylaşabiliriz. Ama bunun bir sınırı olması gerektiği kanaatindeyim. Sosyal medyaya ayırılan vaktin kısıtlı olması gerektiği ve asıl vaktin kişinin kendisine, ailesine, arkadaşlarına ve ilişkisine ayırması gerektiği kanaatindeyim. Sosyal olmak bir cep telefonundaki, bir bilgisayardaki ve bir tabletteki uygulama ile olmaz. Sosyallik insanların yakınları ile bir arada olması, etkinliklere gitmesi, aktivite yapması ile olur. Sosyal medya yalnızca bunları paylaşabileceğimiz ve paylaştıktan sonra günümüzü devam edeceğimiz bir yer olarak kalmalı. Sosyal medya sosyalleşmek değildir, sosyal medya sosyal hayatımızı paylaşabileceğimiz bir yerdir.