Neden bir film ya da dizi izleyeceğimiz zaman internette hakkında yapılan yorumlara ve verilen puanlara bakarız? Bir ürün satın alacağımız zaman ürün hakkında insanların deneyimlerine öncelik veririz, bunun sebebi nedir? Önemli olan daha önce başkaları tarafından deneyimlenmiş ve yorumlanmış olanları mı tercih etmek yoksa kendi deneyimlerimize mi öncelik vermek?
Bazı insanlar yeni çıkmış bir ürün alacağı ya da bir film/dizi izleyeceği zaman başkalarının fikirlerine ihtiyaç duyar. Bazıları verecekleri paranın karşılığını almak istediğini ve satın aldığı ürünün kötü çıkarsa boşa harcama yapmaktan korktuklarını söyler. Bazıları bir film ya da dizi izlemek istediğinde vaktinin kıymetli olduğunu bu nedenle de beğenilmeyen bir filmin ya da dizinin onun için vakit kaybı olduğunu iddia eder. Peki sizce bir ürün ya da film/dizi hakkında yapılmış yorumlar ve verilmiş puanlar bizim düşüncelerimizi ya da beklentilerimizi tam olarak karşılıyor mudur? Toplumsal onay da tam olarak burada başlıyor. İnsanlar popüler olanın her zaman en iyisi olduğuna inanıyor. Çünkü bir ürün eğer yüksek puanlar almışsa ve yorumları olumluysa o ürünün kendi beklentilerini mutlaka karşılayacağına inanıyor. Bu konunun farklı bir versiyonu da mevcut aslına bakılırsa… Bir ürüne karar verildiğinde eğer internet üzerinden satın alınacaksa satıcının puanının da yüksek olmasına dikkat ediliyor. Üstelik puanı yüksek satıcı da ürün fiyatı daha yüksekse bile bu önemsenmiyor. Aynı şekilde bir film ya da dizi izleneceği zaman puanlamanın çok önemli olduğu kanısı var. Bu sebepten sanatsal filmler ve diziler ve asıl komedi dizileri ve filmleri genellikle puan olarak düşük kalıyor ya da az bir kitle tarafından izleniyor. Peki sizce bu yaklaşım ne kadar doğru?

Kendi Tecrübemizi Edinmeliyiz!

Tecrübe, bir şeyleri deneyimleyerek elde edilir. Başkalarının tecrübeleri bize fikir verebilir tabii. Ancak yalnızca başkalarının deneyimleri ile hareket etmek bizi kendi benliğimizden uzaklaştırır. Her ne kadar günümüz dünyası hıza dayalı da olsa bazen kendi tecrübelerimize vakit ayırmamız bize daha farklı fikirler ve daha geniş bir bakış açısı sunabilir. Hayatımızı yaşarken ömrün kısa olduğunu bu nedenle de verimli geçirmemiz gerektiğine inanırız. Hayatımızı verimli geçirmek içinse neredeyse her zaman deneyimlenmiş ürün ve hizmetlere yöneliriz. Bu durumda kendimize ait bir deneyimimiz oluşmaz. Ayrıca daha önce hakkında çok fazla konuşulmamış bir şeyde sessiz sedasız silinir gider. Popüler kültürün de etkisi ile toplumsal onay hepimiz için oldukça önemli bir konuma geldi. Ama burada unuttuğumuz mesele, kendimiz için bir tecrübe edinmiyor olmamız ve başkalarının deneyimlerini yaşıyor olmamız. Genellikle herkes kendi hisleri, hobileri, zevkleri ve düşüncelerine göre yaşadığına inanır ve bunu savunur. Onaylanmış, değerlendirilmiş olan ürün ve hizmetleri tercih ederken ne kadar kendi hislerimize, hobilerimize, zevklerimize ve düşüncelerimize göre yaşıyor olabiliriz ki? Üstelik onay ile hareket edilirken verilen emekler hiçe sayılarak sessiz sedasız yok olan birçok şey var. Şöyle bir düşünüyorum da her şeyi ilk çıktığında henüz kimse deneyimlememişken korkmadan, çekinmeden cesaretle deneyen insanlar var. Onay beklemeyen ve yalnızca kendi isteklerine göre yaşayan insanlar… Her zaman toplumdan onay almış olanı değil bazen de onay veren taraf olmayı tercih etmeliyiz.