fbpx

Binlerce metrekarelik alanlara kurulan ve birbirinden farklı hizmet sunan spor tesislerinin çeşitliliği ne olursa olsun, üyelerin birinci tercihi; hijyen!

IHRSA’nın (International Health Racquet & Sports Club) araştırmasına göre; Türkiye’nin en büyük metropollerinden biri olan İstanbul’da, son 5 yıl içinde her yıl 15 büyük ölçekli spor merkezi açılıyor.

Son yıllarda spor merkezlerine giden üye sayısının yüzde 25 oranında arttığı belirtiliyor. Sunulan bir çok farklı hizmete rağmen üyelerin ilk tercihi “hijyen” oluyor.

Türkiye’de fitness sektörünün gelişimine katkı sağlayan ve uzun yıllar spor yöneticisi olarak çalışan Carrera Fitness&SPA Merkezi’nin Genel Müdürü Yalçın Yaşar; spor salonu seçerken üye tercihlerini şöyle anlattı.

Yaşar; “Yüksek lisans tezimi hazırlarken yaptığım araştırmanın sonuçlarında ve yıllardır çalıştığımız spor merkezlerinde ki deneyimlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki, hizmet kaliteniz, hizmet çeşitliliğiniz ne olursa olsun üyelerin ilk tercihi hijyen oluyor.

Özellikle tuvalet ve duşlarda ki hijyen en dikkat edilen detay olarak birinci sırada yer alıyor. Büyükşehirlerdeki trafik göz önünde bulundurulduğunda üye için lokasyon ikinci tercih nedeni olarak karşımıza çıkıyor.

Sporsever; ya işine yakın ya da evine yakın bir merkeze üye oluyor. Üyelerin diğer tercih nedenleri arasında ise; hizmet çeşitliliği ve yaratılan güven ortamı yer alıyor. Ücret çok önemli bir neden gibi düşünülse de birçok merkezin ulaşılabilir rakamlar olduğunu vurgulamak gerekir.

Çünkü sigara gibi alışkanlıklara ayda ortalama 200 TL gibi bir rakam ayrılabilen kişi, sağlık için, spor için düzenli ve güzel alışkanlıklar için bu rakamları ayırabilir.” diye konuştu.

Sosyal buluşma alanları fitness merkezleri

fitness merkezleri

Spora başlayan her bireyin, ya zayıflamak veya formunu korumak, kilo almak ya da vücut geliştirmek için fitness merkezlerine gittiğini söyleyen Yalçın Yaşar grup egzersizlerinin motivasyonu ve sosyalleşmeyi arttırdığına dikkat çekti. Spor Salonu Seçerken dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:

Spor merkezi seçerken

  • Fitness Merkezlerinde özellikle hijyene dikkat edin.
  • Evinize veya işinize en yakın lokasyonu tercih edin.
  • Ödeme yaparken özellikle kartla ödeme yapıyorsanız; şirket isminin yer aldığı post cihazını kullandığınızdan emin olun.
  • Antreman süresince size doğru hareketi gösterecek, deneyimli eğitmenlerin bulunmasını önemseyiniz
  • Fitness merkezi çalışanlarının sizde güven uyandırması ve o merkeze geldiğinizde kendinizi iyi hissediyor olmanız tercih nedenidir.
  • Salona gelme nedeninize göre hizmet çeşitliliği önem kazanır.
  • Grup aktivitelerini seviyor ve sosyalleşmek istiyorsanız grup egzersizlerine katılabilirsiniz.
  • Bireysel çalışmayı seviyorsanız, birebir hocalarla çalışmalı, grup aktivitelerini tercih etmemelisiniz.

Sevgili spor ve sağlıklı yaşam tutkunları!.. Fitness merkezlerine üye olunarak yaza hazırlanmanın en popüler olduğu döneme girdik. Size, doğru kararı verdirip hedefinize ulaştıracak spor merkezlerinin neler içermesi gerektiğini, bir spor pazarlaması uzmanına sorduk… Sorularımızı, Ataşehir Ağaoğlu MyClub Üyelik Hizmetleri Müdürü Sayın Yalçın Yaşar yanıtlayacak…

Yalçın Bey, bize kendinizden biraz bahseder misiniz?

2004 yılından bu yana ülkenin spor bilincinin artması için çalışmalar sarf ediyorum. Uzun bir yol olduğunu bilerek çıktığım bu yolda, binlerce insanın daha bilinçli, daha ekonomik, daha verimli spor yapmasını sağladım. Bu iş mutluluk veren bir iş.

Spora vakit ayırıyor muyuz?

2005 senesinde fitness merkezleri sayısı, iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdı. Şimdilerde ise şubeli kulüpler, özel ders stüdyoları, açık hava sporları gibi birçok konuda ayrışan yerler oluştu ve hepsi de kapasitesini doldurabiliyor. Bu durum “çok spor yapıyoruz” anlamına gelmesin!.. Geldiğimiz noktanın iyi olduğunu söylemek için bu detayları veriyorum. İyi yoldayız.

Neden bu dönemde, yani kış ortasında spora talep artıyor ?  

Bu dönemde bana gelen müşteriler, genel olarak bir hedefe daha çabuk ulaşmak için gelirler. Düğüne, mezuniyete, plaja vs. gibi bir sebep göstererek “yetişmeliyiz” derler. Ben ve meslektaşlarım da onlara hedeflerine ulaşacakları uygun üyelikleri yaparlar. Bizim insanımız sona bırakmayı sever. Bu nedenle talebin bu dönemde arttığını düşünüyorum.

Bir spor merkezinde nelere dikkat edilmelidir?

Hijyen, bu konuların en başında gelen konudur. Birçok kişinin aynı alanı terleyerek ve dokunarak kullandığını düşünürseniz, bu konuya özel hassasiyet gösterilmesi gerektiğini söyleyebilirim.

Zaman herkes için çok kıymetli ve kaybettiğinizde geri koyamıyorsunuz. O nedenle lokasyonun zaman kazandırması gerekir. Spor merkezinin işe veya eve yakınlığı çok önemlidir. “O trafiği çeker, ama yine de oraya giderim” veya “ben orayı çok beğendim mutlaka oraya gitmeliyim” dediğimiz yerler de olur ancak; Gidilemediğini ve “spora başlayacağım” diye çıkılan yolda, spordan uzaklaşıldığını, birçok kez deneyimledim…

Hedefe ulaşmanın en kısa yolu sizce hangisi ?

Ben, grup halinde yapılan dersleri tavsiye ederim. Öncelikle disiplin kazandırır. Saati bellidir, hocası bellidir. Gününüzü ona göre ayarlarsınız. Zumba ve Knock Out gibi yüksek tempolu dersleri tercih edebilirler.

Bir spor arkadaşı sizi hedefe daha çabuk ulaştırır çünkü sizi teşvik eder.

Özel bir eğitmen ile yapılan egzersizlerde tüm bilimsel detaylara uyulur. Bu nedenle hedefe ulaşmak daha kolaydır. Sosyal medya üzerinden herkesin bu işe merak sardığını gözlemliyorum. O nedenle, eğitmenin iyi seçilmesi sonucu direk etkileyen bir detaydır.

Bir spor merkezine üye olmak için ayrılması gereken ortalama bütçe ne kadar olmalıdır?..

Bu ne istediğiniz ile direk bağlantılıdır. Birçok tesis, tüm imkanları (fitness, yüzme, squash, grup egzersizleri vs.) aynı anda sunmakta ve aylık 250 lira civarında ücret istemektedir. Sadece grup dersi veya sadece cross fit gibi egzersizlerin yapıldığı tesisler, sektörde yer almaya başladılar ve aylık olarak 150 lira civarında ücret istiyorlar. Ücret, beklenti ile doğru orantılıdır ve şu an 50 liraya spora başlanabilmektedir.

Birçok firma ürün veya hizmetini daha fazla insana ulaştırmak için çeşitli yollara başvurarak pazarlama stratejileri geliştirmektedir. Markanın pazarlama konusundaki davranışı, marka profilini bizim gözümüzde çizmektedir. Satışlarını arttırmak isteyen markaların bazı zamanlarda çok ufak dikkatsizlikten  veya yanlış davranıştan dolayı ciddi pazarlama hataları yaptığını görürüz. Bu hataların içerisine kimi zamanlarda büyük firmalarında dahil olduğunu görünce ‘BÜYÜKLER DE HATA YAPAR’  demek ve 2018 yılında büyük firmaların yaptığı büyük Pazarlama hataları konusunu derlemek istedim.

Büyük Firmaların Pazarlama Hataları

SNAPCHAT TASARIM İYİLEŞTİRME GÜNCELLEMESİ

Snapchat, uzun yıllar tasarımında fazla bir değişiklik olmamasından ve çeşitli sosyal medya platformların aynı işlevi görmesinden dolayı artık tasarımında bir değişiklik yapılması gerektiği düşüncesine girmiştir. 2018 yılında yayınlamış olduğu güncellemeyle 1.2 Milyonu aşkın kullanıcının yeni tasarımından hoşnut kalmadığını ve eski tasarımı istedikleri dile getirilmiştir. Güncellemesinde geri adım atmayan Snapchat, birçok kullanıcısını kaybetmiştir.

H&M HOODİE TARZI TASARLADIĞI TİŞÖRT

H&M’in tasarlamış olduğu tişörtünde yeşil tonlarını kullanarak tişört üstüne “coolest monkey in the jungle” baskılı yazısı ve model olarak kullanmış olduğu siyahi çocuk ile pazarlama hataları konusunda damgayı vurmuştur. H&M in bu reklam kampanyasıyla ırkçı bir tutum sergilediği düşünülerek tepki topladı. Protesto edilen dünya devi, önemli ölçüde ciro kaybına uğrayarak bunun faturasını ağır ödemiştir.

HEİNEKEN REKLAMI VE SLOGANI

Bira firması olarak bilinen Heineken, hazırlamış olduğu reklam kampanyasında oynayan oyuncular ve reklam akışı ırkçı bir tutum sergilediği varsayılmıştır. “Bazen daha hafif olan daha iyidir.”  sloganıyla bilinen bu reklam sosyal mecralardan ırkçı olarak geri dönüşler alması sonucunda firma prestij kaybı yaşamamak adına reklam projesini tamamıyla iptal ederek piyasadan geri çekmiştir.

PAPA JOHN’S  PİZZA REKLAM GÖRÜŞMESİNDEKİ TUTUMU

ABD’nin pizza devlerinden biri olan Papa John’s Pizza, reklam kampanyası düzenlemek adına reklam ajansıyla görüşmesinde siyahi insanları “zenci” olarak nitelendirmesi ve ırkçı yaklaşımı pahalıya mal oldu. Bu davranışları sosyal medyada hızla duyularak bütün tepkileri üstüne çekmiştir. Tepkiler sonucunda firmanın CEO’su John Schnatter, istifa etmek zorunda kalmıştır. Bunun yanında kısa süreliğine de olsa firmanın satışları yaklaşık % 10 oranında düşüş yaşamıştır.

Pazarlama Hataları yüzünden büyük firmalar bile ciddi ölçüde etkilenip, önemli kayıplarla karşılaşırlar. Bu hatalar dikkate alınarak, özellikle ırkçı olarak algılanmama konusunda pazarlama stratejisi oluşturulmalı ve geçmiş yıllardaki başarılı stratejiler göz önünde bulundurularak projeler hayata geçirilmelidir.

Büyük markaların gündemde uzun süreler kalmak için bilinçli olarak mı bu hataları yaptığı düşüncesi ise ayrı bir tartışma konusu olarak incelenmelidir…