fbpx

Birçok firma ürün veya hizmetini daha fazla insana ulaştırmak için çeşitli yollara başvurarak pazarlama stratejileri geliştirmektedir. Markanın pazarlama konusundaki davranışı, marka profilini bizim gözümüzde çizmektedir. Satışlarını arttırmak isteyen markaların bazı zamanlarda çok ufak dikkatsizlikten  veya yanlış davranıştan dolayı ciddi pazarlama hataları yaptığını görürüz. Bu hataların içerisine kimi zamanlarda büyük firmalarında dahil olduğunu görünce ‘BÜYÜKLER DE HATA YAPAR’  demek ve 2018 yılında büyük firmaların yaptığı büyük Pazarlama hataları konusunu derlemek istedim.

Büyük Firmaların Pazarlama Hataları

SNAPCHAT TASARIM İYİLEŞTİRME GÜNCELLEMESİ

Snapchat, uzun yıllar tasarımında fazla bir değişiklik olmamasından ve çeşitli sosyal medya platformların aynı işlevi görmesinden dolayı artık tasarımında bir değişiklik yapılması gerektiği düşüncesine girmiştir. 2018 yılında yayınlamış olduğu güncellemeyle 1.2 Milyonu aşkın kullanıcının yeni tasarımından hoşnut kalmadığını ve eski tasarımı istedikleri dile getirilmiştir. Güncellemesinde geri adım atmayan Snapchat, birçok kullanıcısını kaybetmiştir.

H&M HOODİE TARZI TASARLADIĞI TİŞÖRT

H&M’in tasarlamış olduğu tişörtünde yeşil tonlarını kullanarak tişört üstüne “coolest monkey in the jungle” baskılı yazısı ve model olarak kullanmış olduğu siyahi çocuk ile pazarlama hataları konusunda damgayı vurmuştur. H&M in bu reklam kampanyasıyla ırkçı bir tutum sergilediği düşünülerek tepki topladı. Protesto edilen dünya devi, önemli ölçüde ciro kaybına uğrayarak bunun faturasını ağır ödemiştir.

HEİNEKEN REKLAMI VE SLOGANI

Bira firması olarak bilinen Heineken, hazırlamış olduğu reklam kampanyasında oynayan oyuncular ve reklam akışı ırkçı bir tutum sergilediği varsayılmıştır. “Bazen daha hafif olan daha iyidir.”  sloganıyla bilinen bu reklam sosyal mecralardan ırkçı olarak geri dönüşler alması sonucunda firma prestij kaybı yaşamamak adına reklam projesini tamamıyla iptal ederek piyasadan geri çekmiştir.

PAPA JOHN’S  PİZZA REKLAM GÖRÜŞMESİNDEKİ TUTUMU

ABD’nin pizza devlerinden biri olan Papa John’s Pizza, reklam kampanyası düzenlemek adına reklam ajansıyla görüşmesinde siyahi insanları “zenci” olarak nitelendirmesi ve ırkçı yaklaşımı pahalıya mal oldu. Bu davranışları sosyal medyada hızla duyularak bütün tepkileri üstüne çekmiştir. Tepkiler sonucunda firmanın CEO’su John Schnatter, istifa etmek zorunda kalmıştır. Bunun yanında kısa süreliğine de olsa firmanın satışları yaklaşık % 10 oranında düşüş yaşamıştır.

Pazarlama Hataları yüzünden büyük firmalar bile ciddi ölçüde etkilenip, önemli kayıplarla karşılaşırlar. Bu hatalar dikkate alınarak, özellikle ırkçı olarak algılanmama konusunda pazarlama stratejisi oluşturulmalı ve geçmiş yıllardaki başarılı stratejiler göz önünde bulundurularak projeler hayata geçirilmelidir.

Büyük markaların gündemde uzun süreler kalmak için bilinçli olarak mı bu hataları yaptığı düşüncesi ise ayrı bir tartışma konusu olarak incelenmelidir…

Merdiven altı diye anlatılan spor salonlarından 40.000 metrekareyi geçen dev tesislere  giden 20 yıllık sürede spor anlayışı konusunda oldukça uzun bir yol aldık. Araştırmalarımız 2025 yılı geldiğinde sektörün %30 daha büyüyeceğini göstermektedir. Bu kadar hızlı büyümeyi yaşayan başka sektör var mıdır bilmiyorum ama ülke olarak sağlıkı yaşam konusunda bilinçlenmeye başladık.

 

Bilinçli müşteri 2000’li yılların başlarında oldukça azdı ve bir işletme kendini anlatmak için oldukça zorlanıyordu. İşletme sayısının azlığı fiyat,performans dengesini bozduğu için müşteriler ilk dönemlerde oldukça temkinliğiydi. Yıllar geçtikçe müşteri bilinçlndi,seçenekler arttı,fiyatlar düştü. 2004 yılında önde gelen bir spor merkezinde işe başladığımda babamın burası çok iyi daha iyisi olmaz bence ,sen buradan ayrılma dediğini dün gibi hatırlıyorum. Şimdilerde o işletmeye benzeyen 100’ün üzerinde yer var…

 

İlk yıllarda ara,randevu al, sat mantığı üzerine kurulan işletmeler yıllar içerisinde yönlerini değiştirerek farklı yöntemler ile pazarlama ve satış yapmaya başladılar. Bu değişim tüm sektöre bakıldığında halen %50 civarındadır. Sektör çok hızlı büyüdüğü için farklı bir şey söyleyecek yönetici yetiştiremedi bu konuda eksik kaldı. 

 

Body building anlayışı fitness anlayışına, fitness anlayışı ise son zamanlarda wellness anlayışına dönüşmüştür. Bu geçişler işletmeleri değişime yönlendirmiş, değişemeyenleri ise küçülmeye veya iflasa kadar getirmiştir. Bilinmelidir ki teknoloji içinde bulunduğumuz sektörü çok olumlu yönde desteklenmektedir. Teknolojiye ayak uydurmak en önemli detaydır. Burada çok kısa bir detay vermek isterim. Bir çok dilde aynı anlamlara gelen  (s) sistem ,(p) rogram , (o)rganizasyon, (r)ekor, (t) eknoloji olarak açabileceğimiz ‘sport’ kelimesi bize bir yol haritasıdır. Teknoloji geliştikçe sektör gelişmektedir. 

 

Rekabetin artması, teknolojinin gelişmesi, müşterinin bilinçlenmesi gibi bir çok detay pazarlamaya marka birlikteliklerini getirdi. Bu spor merkezine üye olursanız size özel avantajlar var denilmeye başladı ve müşteri için yeni bir tercih sebebi oldu. En iyi restoranlarda indirim, ücretsiz tatiller hatta arabalar hediye verilmeye başlandı. Üyelik ile verilen bu promosyonlardan ne bekleniyordu diye soracak olursanız cevap çapraz satıştır. Bir çok firma artık spor salonlarının gücünün farkında ve kendi ürününü tanıtabilmek için ücret ödeyerek promosyonlar yapmaya başladılar. İyi bir araba firması tanıtım için ideal bulabilir veya organik ürünler satan bir firma için doğru yer olabilir.

 

Tüketici o kadar çok pazarlama çalışmasına maruz kalıyor ki her zaman en doğruyu tercih edemiyor. Zaten her zaman ihtiyacımız olanı alsaydık wellness üzerine çalışan yerlerin reklam çalışması yapmasına gerek kalmazdı, müşteri direk gelir alırdı. Çünkü reklam ihtiyacı olmaması gereken bir sektördür. 

 

Geçen 20 yılda değişen veya gelişen bazı konu başlıklarından bahsettim. Bundan sonra ki sürecin şehir hayatının siteleşmeye yönelmesi ile spor ve spa merkezi işletmelerinin buralarda büyümesini beklendiğini bilin diyerek sonlandırayım. 

 

Ülke ve sektör gelişiyor, farklılaşmak ise en önemli detay…

Fitness sektörü her geçen gün büyümeye devam ediyor. Geleceğin yatırım alanı olarak gösterilen bu sektör hakkında Carrera fitness&spa Genel Müdürü Yalçın Yaşar ile konuştuk

1) Fitness ve Spa işletmeciliğinde her alanda bulunmuş bir kişi olarak okurlarımıza kısaca kendinizi anlatmanızı isterim

2004 yılında beden eğitimi ve spor yüksekokulunda öğrenciydim.Bir hocam okul bittiğinde sizi kim tanıyor olacak işte bu diplomadan daha önemli bir detay demişti.Bu cümle okul ve iş hayatının aynı anda gitmesinin başlangıcı oldu. Sports International o yıllarda beni masör olarak işe aldı ve ardından antrenör oldum. Pazarlama iletişimi Y.Lisans eğitimi ile yönetim tarafına geçip Atatürk Havalimanı iç ve dış hatlarında spa merkezi işletmesi kurdum. Ağaoğlu Myclub ile 8 yıl süren Satış ve Kulüp yöneticiliğinden sonra Clubsporium Genel Müdürü oldum.Carrera Fitness&Spa İzmir’den sonra İstanbul’da da olmaya karar verince bende Genel Müdür olarak aileye katıldım.Bu göreve ek olarak öğretim görevliliği ve wellness institute eğitim koçluğu yapmaktayım.

 

2) sektörün her alanında bulunmuş bir kişi olarak gelişimden memnun musunuz?

 Türkiye’de şu anda bir kişinin spora harcadığı para on avroyu geçmiyor maalesef. Bu yan komşumuz olan, hatta ekonomik olarak bizden daha kötü durumda olan Bulgaristan’da otuz yedi avro civarında. Bu bağlamda biz çok kötü görünüyoruz ancak pozitif tarafını söyleyeyim son beş yılda yüzde yirmi beşin üzerinde bir büyüme gösterdi. Yani bu beş yıl önce beş altı avrolarda bir seviyedeydi. Şu an on avrolarda. Aslında sosyal medyanın ve sinema sektörünün sağlıklı yaşamaya, fit olmaya, formda görünmeye çok önemli bir destek olduğunu düşünüyorum. O yüzden sosyal medyada spor hocalarının paylaşımları ya da spor yapan kişilerin paylaşımlarının çok fazla beğeni alıyor olması beni sektör açısından pozitif yönde etkiliyor. Bu bir özenme yarattı ve doğru bir şeye özenme ve buna herkesin özenmesini istiyorum. Bu kötü bir şeye özenti değil inşallah daha da iyi hale gelecek.

 

3-Tüketicinin spor salonu tercihlerini neler etkiliyor?

Grup dersleri tercih sebeplerini etkiler. Bulunduğunuz lokasyonda fark yaratmak istiyorsanız, grup derslerinin içeriği, grup dersleri eğitmeniniz ve grup dersleri sayınız sizin tercih edilme oranınızı arttırır. Bu sorunun cevabı yüksek lisans tezimde şöyle görünüyor;  bir kulübün tercih edilme sebebini araştırdığımızda hijyen en önemli konu çıkıyor. Hijyenin alt başlıklarına baktığımız zaman da duşların hijyeni her şeyden daha önemli çıkıyor. O zaman biz tercih sebebinde hijyeni en önemli sıraya koyuyoruz ama tecrübelerimiz de şunu söylüyor; lokasyon, grup derslerinin içeriği ve eğitmen kalitesi de tabi ki tercihleri etkiliyor.

 

4) Grup egzersizleri neden önemli sizce ?

Carrera Fitness & SPA olarak GoMax diye yeni yarattığımız bir grup egzersiz sistemi var. Bu grup egzersizini verebilmek için belirli bir tecrübeye sahip olmak gerekiyor çünkü bu dersi her türlü sağlık grubundan insana yaptırmaya çalışıyoruz. Bel fıtığı da olsa, boyun fıtığı da olsa biz bu kişiyi nasıl dersin içine adapte edebiliriz diye bakıyoruz çünkü biz hiç bir sağlık sıkıntısını problem olarak görmemeye çalışıyoruz. Asıl amaçlarımızdan bir tanesi de bu ‘herkes yapabilir’. Spor yapmasında doktor tarafından verilmiş bir rapor yoksa biz o kişiyi spor programına nasıl entegre edebiliriz ona bakıyoruz. Bunun için gerçekten Türkiye’de ilk defa bizimle çalışan yurt dışından getirttiğimiz hocalarımız var.Hocalarımız ile GoMax  için maksimuma git, maksimuma giden ders anlamında söylüyoruz. Biz o dersi gerçekten insanların maksimum kapasitesini test etmesi için kullanmaya çalışıyor, Kişinin kendi Everestini bulmasını amaçlıyoruz. Bu arada bu şaka değil Bundan sonra ki amacımız bu dersin katılımcıları ile dersi zirvede yapmak.Bu tarz dersler aidiyet duygusana ciddi katkı sağlıyor ve bu nedenle önemliler.

 

5) Kariyer olanaklarını nasıl görüyorsunuz ?

sporu pazarlamanın yolunun beden eğitimi spor ve yüksekokulu koridorlarından geçtiğini düşünüyorum. Spor eğitimi almış bir insanın spor pazarlamasını daha iyi anlayacağını düşünüyorum çünkü sporu bilmiyorsanız ürünü satmanız çok zor. Ben masörlük, antrenörlük daha sonrasında da spor pazarlaması üzerine devam etmiş bir kariyere sahibim.beden eğitimi okuyan bir gencin kendini sadece bir öğretmen adayı ya da bir antrenör adayı olarak görmesini çokta mantıklı bulmuyorum. Biraz yelpazeyi geniş tutmak lazım. Artık Türkiye’de wellness sektörü çok ciddi bir şekilde büyüyor. CrossFit diyebiliriz, out-door aktivite diyebiliriz ya da bir fitness kulübünün yönetimi diyebiliriz bunların tamamı için temel aslında spor. Bu yüzden sporu bilmek, satmak için veya pazarlamak için en temel konu. O yüzden antrenörlük de okuyor olsa, beden eğitimi öğretmenliğide, bu kulüplerin yönetiminde eğitim çok kıymetli ve sporu eğitim olarak almış kişilerin daha başarılı olacağını düşünüyorum.

 

Sektörün fiyat politikaları?

Aslında bu soruya “sağlıklı ve uzun yaşamanın bedeli sizce ne kadardır?” sorusuyla cevap vermek isterdim. Fakat daha ayrıntıya inmek gerekirse bugün aylık elli TL’ye de spor yapmak mümkün dört yüz TL’ye de. Ben sektörün aylık maliyette 150-200 tl bandında spor yapılan yerlerin güvenilir eğitmen kalitesinin doğru alet ekipman  performansının gayet verimli olduğunu düşünüyorum. Günde milyonlarca sigaranın satıldığı bir ortamda da spora pahalı denilmesini kabul etmiyorum. O nedenle beş tl dahi olsa bir sigara paketi ayda 150 TL yapar ve biz 150 TL’ye aylık spor yaptırıyoruz. O nedenle spor pahalı bir aktivite değil çünkü askeri ücretle çalışan bir kişinin dahi günde bir, ayda 30 paket sigara içtiğini düşünürsek bizde günde bir paket sigara masrafıyla spor yapabilirler. O yüzden sporun herkes tarafından ulaşılabilir bir şey olduğunu düşünüyorum. Tembelliğin spor yapmamakta en temel konu olduğunu düşünüyorum.

 

6 ) sektörde yer alan tanınmış firmaların kapanması sizce sektöre zarar verdi mi?

Otomotiv sektöründe bir fabrikanın kapanması diğer markalara ne kadar zarar verirse bize de o kadar zarar verdi. Yani bu durum bir zarar olarak görülmemeli. Her sektörde kapanış, her sektörde açılış, her sektörde iflas mevcut bir durum. O yüzden spor sektöründe bir firmanın iflas etmiş olması sektöre zarar vermez. Oyunculardan bir tanesi iflas etmiş olabilir. Tekstilde bir firmanın iflas etmesi tekstil piyasasını batırıyor mu? Tam aksine onun müşterileri başka bir yere kayıyor. O yüzden biz bu durumu avantaj olarak görüyoruz ve hatta bunu pozitif yönde kullanabileceğimizi düşünüyoruz. Müşteri tarafından yanlış anlaşılmış olabilir bu konu ama sektörün her hangi bir zararda olduğunu düşünmüyorum.

 

Son zamanların en popüler uygulamalarından Personal Trainer hizmetinin nasıl katkıları var ?

Personal Trainer hizmeti daha önce sadece bir amaç uğruna hızlı performans için yapılıyordu. Örneğin sinema oyuncuları bize geliyorlardı. Dört hafta sonra sinema çekimim var yapabilir miyiz? Veya mezuniyet önce öğrenciler, düğün öncesi hanımefendiler beyefendiler geliyordu. Ama şimdi bu spor disiplininde gerçek bir çalışma şekline dönüştü. Müşteri spor kulübüne üye olurken  Personal Trainer hizmeti alırsa daha çok gelişeceğini görüyor.

Bizim sektörde gördüğümüz problemlerden bir tanesi de istikrarsızlık. Spor geçici bir heves olmamalıdır. Yani üye oluyoruz, bu iş için para harcıyoruz, kıyafetler ayakkabılar alıyoruz. Fakat zamanla salona geliş-gidişler azalıyor. Spor ömür boyu olmalıdır. Biz özellikle bu hevesi her zaman zirvede tutmak için spora renk kat mottosuyla zumba etkinlikleri, basketbol ya da masa tenisi turnuvaları düzenliyoruz ya da daha fazla kim koşabilir etkinlikleri düzenliyoruz. Bunlar tamamen kulübe daha fazla gelmesi için yapmış olduğumuz etkinlikler çünkü üye olmak başka bir şey kullanmak başka bir şey. Biz kullanması için teşvikte bulunuyoruz. O yüzden Personal Trainer hizmetlerinin sektör açısından şöyle bir fiyatlandırması olduğunu düşünüyorum teşvik edici en iyi fiyatlarda. insanlar motivasyon kaybı yaşayabiliyorlar Personal Trainer sporcunun motivasyonunu destekleyebiliyor. O yüzden fiyatlandırmayı iyi bir şekilde yapabilirseniz size Personal Trainer müşterisi de çıkıyor bu bir kulüp içinde ek bir gelir demek . şu an da pt satışları Türkiye’de kötü bir seviyede değil.

 

Son olarak yeni trendlerden bahseder misiniz?

Sportif anlamda kendi vucut ağırlığınız ile yaptığınız egzersizler çok popüler. Pazarlama alanında ise markaların spor müşterisini hedef aldığı çalışmalar.Mesela bir otomotiv firmasının spor salonlarında kullanılmak üzere kendi havlularını yaptırıyor olması, bir kozmetik firmasının bayanlar soyunma odasına kendini sponsor olarak konumlandırması veya bir tekstil firmasının benim ürünlerimi hocalarınız giyebilir mi diyip gerçek müşteriye gerçek bir deneyim veya gerçek bir görüntü vermek istiyor olması gibi. Markasını burada söylemeyelim ama gerçekten bir şampuan markasının tüketici tarafından kullandırılıp arkasından nasıl buldunuz sorusu bir tv reklamından daha ucuz ve daha gerçek bir reklam çalışması. O yüzden spor sektörüne çok ciddi bir marka desteği var şu anda bununda yeni bir trend olduğunu söyleyebilirim.

 

 

Ülkemizde fitness ve spa merkezlerine olan ilgi günden güne artıyor. Artan bu talebe karşılık
sektöre genç ve yeni firmalar giriş yapmakta. Bu yeni girişimlerden bazıları kayda değer bir başarı
grafiği gösterirken bir kısmı da olumsuz bir şekilde hikayelerini sonlandırıyorlar.
Şehrin tam merkezinde, Astoria Alış-veriş merkezinin içinde İstanbullu’lara hizmet vermeye
başlayan Carrera Fitness ve Spa Merkezi’nin Genel Müdürü Yalçın Yaşar ile Türkiye’deki fitness
sektörünü konuştuk.

2. Soru: Türkiye fitness pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Diğer ülkelerle karşılaştırdığınızda, sizce
artıları ve eksileri nelerdir?

Amerika merkezli IHRSA bir araştırma yaptı ve sadece İstanbul’da son 5 sene içerisinde  her yıl
ortalama 15 büyük ölçekli spor merkezi açıldığını tespit etti. Bu büyüme rakamlarını, hareketsiz bir
yaşam tarzının giderek ülkemizde bir sorun haline gelmesine ve bu sorunun çözümünü arayan bilinçli
bir nesilin yetişiyor olmasına bağlayabiliriz. Ülkemizde kişi başı spor harcaması sadece 10 euro
civarındadır. Bu rakam dünya ve Avrupa incelendiğinde oldukça düşük kalsa bile son 5 yılda %25
oranında bir artış göstermiştir. Spor bilincinin sosyal medya ve ABD yapımı filmler sayesinde daha da
artacağını düşünüyoruz. Ülkemizin spor yatırımı için oldukça ideal bir yer olduğu kanısındayım.

3. Soru: Geçtiğimiz yıl önemli bazı markalar operasyonlarını durdurma kararı aldı. Bu kapanmalar
sizce güven kaybı yarattı mı?

Otomotiv sektöründe bir otomobil fabrikasının kapanması o sektöre ne kadar zarar verirse bu
kapanmalarda bizim sektörümüze o kadar zarar veriyor. Kapanışlar, iflas veya yeni açılışlar tüm
sektörlerde var olan bir durumdur. Hizmeti, yeni yatırımları ve kalite anlayışıyla sektördeki
yatırımlarına devam eden firmaların farkları böylelikle ortaya çıkıyor diye düşünüyoruz.

4. Soru: Bize sektörün fiyat politikasından bahsedebilir misiniz?
Spora pahalı diye bakılan bir ortamda her gün milyonlarca sigara satılıyor. Asgari ücret ile çalışan bir
kişi dahi ayda 200 TL sigaraya para ayırıyorsa birçok hizmetin bir arada sunulduğu sağlıklı yaşam
merkezlerine de en az aynı para ayırılabilir. Bu örnekten yola çıkarak sporun herkes tarafından
ulaşılabilir olduğunu düşünüyorum.

5. Soru: Peki, fitness ve sağlıklı yaşama önem veren bireyler tercihlerini neye göre yapmalılar ?

Bu soruya öncelikle akademik olarak yaptığım çalışmanın sonucu söyleyerek cevap vermek isterim.
Yüksek lisans tezimi yazarken aktif bir kulübün üyelerine bir kulübü tercih etme sebeplerini sordum.
Bu araştırmanın sonucunda hijyenin en önemli etken olduğunu tespit ettim. En önemli detay ise
tuvalet ve duş alanlarındaki hijyendi. Buna ek olarak deneyimlerim lokasyonun, hizmet çeşitliliğin ve
yaratılan aile ortamının  etkili olduğunu gösteriyor.

6. Soru: Günümüzde spor dünyasında yeni trendler neler?

Sportif anlamda vücut ağırlığı ile yapılan egzersizler ve grup dersleri çok popüler. Buna ek olarak son
dönemlerde markaların yeni gözdesi fitness kulüpleri. Gerçek müşteri deneyimlerini gözlemlemek için
çok farklı çalışmalar yapılmakta. Örneğin; Bir otomotiv firmasının tanıtım yapmak amacıyla spor
havluları üzerine logosunu koymasından tutun, spor salonunun duşlarına şampuan koyan firmaya
kadar her alanda çalışmalar yapılmaktadır.

Yakın zamanda televizyon reklamlarında yeni bir anlayışına geçileceği konuşulmaya başlandı.Bu reklam anlayışında aynı kanalı izleyen insanlar aynı reklamları izlemeyecekler.Bu yenilik izleyici için hiç almayacağı bir ürünün reklamını izleme zorunluluğunu ortadan kaldırırken, reklam veren içinde hedefi olmayan kişilere reklam bütçesi ayırmama avantajı sağlıyor.

Reklam ve pazarlama dünyası yenilikler arıyor,tasarruf etmek istiyor ve en önemlisi gerçek müşteriye ürün göstermek istiyor. Bu bakış açısı ile pazarlama için fitness merkezleri çok doğru bir mecra oluyor.Fitness merkezleri ise sadece üyelik yaparak ilerleyemeceğini artık gördü.Markalar için fitness doğru yer iken, fitness merkezlerinin ek gelir elde etmesi ise sektör için büyük bir destek.

Markalar ellerindeki bütçeyi o kadar doğru harcamaya çalışıyorlar ki sponsorluk veya reklam çalışması için görüşme yaparken neden sizin spor merkeziniz ile çalışmaları gerektiğine her zaman olduğundan daha fazla ikna olmak istiyorlar. İşte tam da bu noktada elinizde büyük bir güç olduğunu bilmeli ve yukarıda bahsettiğim gerçek müşteri vurgusunu unutmamalısınız. Sizi markalar karşısında güçlü yapacak verilere mutlaka sahip olun. Cinsiyet dağılımı,yaş aralığı,günlük kullanım sayısı,en yoğun günler-saatler,meslek dağılımları,grup derslerinin katılımcı sayısı vb. bir çok küçük gibi görünen büyük detayları her zaman güncel tutun. Pazarlama dünyası rakamlar ile konuşmayı sever.

Her gün büyüyen fitness sektörünün 2025 yılı geldiğinde %30 daha büyümüş olacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki yıllar içerisinde bu kadar büyüme vaat eden başka bir sektör var mı bilmiyorum ama Bu büyüme hızı bile bir çok markanın dikkatini çekecektir. Yeni yapılacak olan fitness merkezlerinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise sponsor firmalar için reklam alanları yaratmayı planlamak olmalı.Önceki yıllarda markalar fitness merkezlerinde bu kadar reklam çalışması yapmıyordu ancak gelecek öyle olmayacak. 

Rekabet fitness merkezleri üzerinden reklam yapmayı deneyecek firmalar içinde fitness merkezleri içinde önemli bir konu. Bu nedenle fark yaratmak için doğru firmalar yan yana gelirse dünya çapında güzel pazarlama işleri ortaya çıkabilir. En sevdiğim çalışmalardan biri özel dikim yapan bir moda evinin soyunma dolaplarına bir kutu içerisinde yaka ve kol manşeti bırakıp içerisine devamı için bize bekleriz yazan bir not bırakmasıdır. Bir diğeri ise dünyanın en büyük matkap markalarından birisi için fonksiyonel çalışma alanında yaptığımız çalışmadır. İki uç sektör ama hedef kitle aynı. Marka yöneticileri eğlenceli çalışmalar yapmaktan keyif alıyorlar çünkü bu çalışmalar aynı zamanda başka bir reklam alanı olan sosyal medyayı da destekliyor.

İki taraflı kazanç sağlayan bu iş birliğinin yakın zaman içinde tüm fitness merkezlerinde kullanılmasını beklediğimi belirtmek isterim.