17 yıl önce hayatıma giren bir köpeğim var, adı Lucky. Özel ders verdiğim yıllarda sağlık sorunları sebebi ile bakamayacak durumda olan bir öğrencimden almıştım. Lucky, onu aldığımda henüz 1 yaşındaydı. O, hayatımıza dahil olana dek hiç evcil bir hayvanım olmadığı için ekstra bir mutluluk yaşadım. Şu an ise bambaşka, tarif edemeyeceğim bir ruh hali içerisinde seviyorum dostumu.
Köpeklerin harika bir koku yeteneği olduğu herkes tarafından bilinir. Ancak ben bu yazımda dostum Lucky’den öğrendiğim diğer özelliklerinden bahsetmek istiyorum, tabii önceliği yine de koku alma konusuna vereceğim. Onun koku alma yeteneği yalnızca yiyecekler için muhteşem bir üstünlükte değil, bence bir kişinin karakterini, iyiliğini – kötülüğünü, zayıflığını da koku alma yeteneği sayesinde çözümleyebiliyor. O, yemek masasında oturan tüm kişilerin yanına giderek önce masadaki yiyecekleri koklar sonrasında ise oturan kişilerden kendisine de bir lokma verilmesini bekler. Kimse onun bu isteği ile ilgilenmese bile Lucky masada zayıf olan kişiyi bilir ve son olarak onun yanına giderek kendisine de yiyecek vermesi için ısrar eder. Tabii ki kazanan her zaman o olur.
Peki siz satış masasında bu kokuyu alabiliyor musunuz?
Lucky’nin bir başka özelliği ise çocukları kendisine çekebilmesidir. Tüm çocuklar onu sever ve onunla oyun oynamak ister. O, tüm çocukların adeta göz bebeğidir. Üstelik çocuklarla oyun oynayarak ödül maması da kazanabiliyor.
Peki sizin aranız müşterilerinizin çocukları ile nasıl?
Dostum Lucky’nin bir diğer özelliği ise oldukça cool olması. Bazen sessizce bir köşeye geçer ve orada bekler. Bunu yaptığında onu merak edip arayarak bulmamızı ister. Ortadan kaybolduğunda hep bir köşeye geçip bulunmayı beklediğini bilirim. Nerede diye gider bakarım ve bulunca da ben ısrarcı olurum, hadi sana bir şeyler vereyim ya da hadi gel gezelim diye. Tabii kazanan her zaman o olur…
Peki siz müşterilerinizi sizi arayan kişiler yapabiliyor musunuz?
Lucky şu aralar oldukça yaşlandı. Artık kulakları duymuyor ve unutkanlık yaşıyor. Unutkanlığına bağlı olarak da tuvaletini bazen eve yapıyor. Tuvaletini artık kontrol edemediği için onu yalnızca sabah ve akşam değil gece de kalkıp gezdiririm. Aramızda geçen onca yıla istinaden şu an beni biraz yoruyor da olsa bu durumlardan asla rahatsız değilim. Çünkü o benim dostum ve onu hala çok seviyorum.
Peki müşterileriniz sizin vefalı dostlarınız oluyor mu?
Bu yazı 17 yılımı birlikte geçirdiğim özel dostum Lucky’nin bana öğrettiklerinin bir özetiydi. Sizlere tavsiyem mutlaka bir evcil hayvan sahiplenin ve onu kendinize dost edinin. Hayatınızın akışının kendiliğinden nasıl değişeceğini görebilirsiniz…
















Ürün pazarınızda çok fazla rakibinizin olması sizi maliyete çok yakın bir rakam ile satış yapma yoluna götürmemeli. Halk dilinde “sürümden kazanmak” olarak da bilinen bu yöntem ile işiniz başlamadan sonuna gelecektir. Zira piyasa fiyatı altında bir fiyat belirlemek ve bu şekilde satış yapmak hem sizi uzun vadede ileri taşımaz hem de müşterilerinizin kalitenin yüksek olmadığı şeklinde düşünmesine sebep olur. Bu yolun aksine ürününüze piyasa değerinin üzerinde bir fiyat belirlemek ise bir süre sonra satışlarınızın azalmasına ve hatta bir süre sonra durmasına sebep olacaktır. Ürününe piyasa değerinden daha fazla bir fiyat biçenler genellikle ürünün üretim maliyetini, personel giderlerini ve bunlar dışında kalan giderlerini düşünür. Fakat burada unutulan en önemli şey müşterilerin aynı ürün için satın alma yapmadan tüm piyasayı araştırıyor olmasıdır. Bu nedenle gereğinden fazla bir fiyat belirlemek de girişiminizin bir süre sonra sonunu getirecektir.