Korkunun zıttı olarak da bilinen cesaret sizce hayatımızın yönünü ve şeklini ne kadar etkiler? Cesaretli dediğimiz kişilerin genelde korkusuz insanlar olduklarını düşünürüz. Bir noktada korkusuz da diyebiliriz ama bana göre cesaretli olmak vazgeçmemek ve pes etmemek anlamına geliyor. Yürüdükleri yolda karşılarına çıkan küçük ya da büyük herhangi bir engele takılmayan, çevresinden gelen eleştirileri kulak ardı eden ve yalnızca hedefine ya da hayaline koşan insanlar cesaret gösteren insanlardır. Bazıları aşk hayatında bazıları ikili ilişkilerinde bazıları tartışırken bazıları ise iş hayatında cesaret gösterir. Gösterilen tüm cesaret örnekleri başarı ile sonuçlanmaz belki ama inanın başarısızlıklar cesaret ile birleşince sonucu mutlaka bir gün başarıya kavuşur. Bu yazımda sizlerle cesaret göstermekten vazgeçmeyerek kendi zincirlerimizi nasıl kırabileceğimizi konuşmak istiyorum.

Hepimizin hayatında elde etmek istediği bir şeyler mutlaka vardır. Özellikle iş hayatında varmak istediğimiz noktalar vardır. Kariyerimizi şekillendirebilmek ve istediğimiz yere varabilmek için adım atmak ve hiç durmadan yürümeye, bazen koşmaya devam etmemiz gerekir. Denemekten asla vazgeçmemeli ve konfor alanımızdan çıkarak yeniliklere açık olmalıyız. Bunu yaparken ise cesaretimizin sınırlarımızda, zihnimizde saklı olduğunu unutmamalıyız. Zaman zaman kendimizi yetersiz görebilir ve başaracağımıza karşı olan inancımızı yitirebiliriz. Denemelerimizin sonu bazen ve hatta birçok kez başarısızlıkla sonuçlanabilir. Çevremizden, en yakınlarımızdan, sürekli eleştiriler duyabiliriz. İnancımızı kırmaya çalışabilirler, başarısız oldukça boşuna çabaladığımızı iddia edebilirler. Bizse bu tür durumlarda bıkmadan, pes etmeden ve en önemlisi inanarak yolumuza devam etmeliyiz. Gerekirse defalarca kez denemeliyiz. Her başarısız oluşumuzda oturup kendimizle kritik yaparak yanlışlarımızı ve eksiklerimizi tespit etmeli ve bunlara göre kendimize yeni bir yol haritası çıkarmalıyız. Günün sonunda ise cesaretimizi yeniden toplamalı ve denemeye devam etmeliyiz. Amerikalı yazar Mary Anne Radmacher bunu güzel bir söz ile özetlemiş; “Cesaret her zaman kükremez. Bazen günün sonunda ‘Yarın tekrar deneyeceğim’ diyen küçük ses olur”.  Kısacası başarısızlığın da aslında bir başarı olduğunu unutmamalıyız.

Başarısız olmanız için öncesinde cesaret göstererek yola çıkmış ve kendiniz için bir şeyler yapmış olmanız gerekir. Kimine göre kolay kimine göre zor kimine göre imkansız gibi görünecek olan şeyler sizin için hedefinize giden yolda edindiğiniz oldukça önemli deneyimlerdir. Her deneyim kişisel gelişiminize katkıda bulunacak, size eksiklerinizi ve yanlışlarınızı öğretecek, sizi her seferinde biraz daha konfor alanınızdan çıkararak potansiyelinizin artmasını sağlayacaktır. Başarısız olmak size ilk başlarda sorun gibi gözükebilir. Aslına bakılırsa başarısız olduğunuzda yapmanız gereken vazgeçmek değil başarısızlığınızı en iyi şekilde yönetmeyi öğrenmektir. Başarısızlığı yönetebilmeniz ise sizi daha fazla motive eder ve bir önceki deneyiminize göre daha fazla aksiyon almanızı, yol kat etmenizi sağlar. Cesaretini kaybetmeden, çevreden gelen eleştirileri dikkate almadan yalnızca kendisine ve hedefine odaklanan kişiler mutlaka başarıya ulaşır. İşte tüm bu sebeplerden dolayı aslında başarısız olmanız cesaretinizi daha da tetiklemeli ve başarıya biraz daha yaklaştığınızı size hatırlatmalı. Unutmayın;

“ Cesurlar her zaman kazanmaz ama kazanmış herkesin bir cesaret hikayesi vardır”.